Ana içeriğe atla

Atatürk'ün Son Meclis Konuşması Gökten İndiği Sanılan Kitaplar

atatürk gökten indiği sanılan kitapların doğmaları
 Atatürk'ün 1 Kasım 1937' yaptığı son meclis konuşmasında '' Gökten indiği sanılan kitaplar '' demesiyle neyi kastettiğini merak edenler öncelikle, gökten ne indi? hangi kitap kime indi? diye öğrenmeleri gerekmektedir. Bir takım çevreler Atatürk'ün sözleri çarpıtıldı onu söylemek istemedi sözleri cımbızla alındı gibi kılıf uydurmalardan ziyade orjinal video kayıtına ve Atatürk'ün son meclis konuşma tutanaklarına bakmak lazım.

Atatürk'ün 1 Kasım 1937 yılında orjinal video kayıtı.
Konuşmanın tamamını merak edenler TBMM kayıtlarında yer alan linkten okuyabilirler..
http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/5d3yy.htm

Atatürk'ün 1 Kasım 1937'de son meclis konuşmasının en önemli yerlerinde şu ifadeler yer almaktadır.

Aziz milletvekilleri,

Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.(Alkışlar)

Atatürk burada ''Gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutulmamalıdır '' dediğinde gökten hangi kitapların indiğidir.

Gökten inen kitaplar sırasıyla şöyledir.


Tevrat, Musa aleyhisselama, Zebur, Davud aleyhisselama, İncil, İsa aleyhisselama,

Kur’an-ı kerim, Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselama.

Kitapların hepsini, Cebrail aleyhisselam getirmiştir. Kur’an-ı kerim, bütün ilahi kitapların hükümlerini nesh etmiş, yani yürürlükten kaldırmış ve bu hükümleri kendisinde toplamıştır. Bugün, bütün insanların Kur’an-ı kerime tâbi olmaları lazımdır. Şimdi, hiçbir memlekette, hakiki Tevrat ve İncil yoktur. Bozulmuş İnciller vardır. Bu kitaplar sonradan tahrif edilmiş, yani insanlar tarafından değiştirilmiştir. Bozulmamış olsaydı bile, geçerliliği yoktu, hepsi Allahü teâlâ tarafından nesh edilmiştir.

Kur’an-ı kerimin gelmesi âyet âyet olmuş ve 23 senede tamamlanmıştır. Kur’an-ı kerim, kıyamete kadar geçerlidir. Geçersiz olmaktan ve insanların değiştirmelerinden korunmuştur. Kur’an-ı kerimde eksiklik veya fazlalık olduğuna inanan, Allahü teâlâya inanmamış olur.

Âyet-i kerimelerde mealen buyuruluyor ki:
(Kur’anı biz indirdik, elbette yine onu biz koruyacağız.) [Hicr 9]
(Kur’an, eşi benzeri olmayan bir kitaptır. Ona önünden, ardından [hiçbir yönden, hiçbir şekilde] bâtıl gelemez [hiçbir ilave ve çıkarma yapılamaz. Çünkü] O, kâinatın hamd ettiği hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafından indirilmiştir.) [Fussilet 41-42...

Haricinde vahiy yoluyla gökten hiç bir kitap indirilmemiştir, Atatürk burada gökten indiği sanılan kitaplar demekle yukarıda belirtilen 4 büyük kitaba '' Gökten indiği sanılan kitapların doğmaları'' demesiyle hiçe saymaktadır, aksi halde gökten başka hiç bir kitap inmemiştir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sat ve Sas Komandoları arasındaki fark

Su altı savunma(SAS), su altı taarruz (SAT) birlikleri donanmada yer alan en iyi eğitimi görmüş, yetenekli ve dirençli astsubay öğrencilerinden seçilir. Astsubay meslek yüksek okullarında 2. sınıfa geçen öğrencilerden uygun olanları bir mülakat yaparak birime almak için gelen deneyimli askerler tarafından titizlikle seçilmektedir. İlk olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca 1963’de kurulmuştur. SAS’lar su altındaki tehlikelere karşı genelde donanmaya ait araçların güzergahındaki mayın ve benzeri patlayıcı maddelerin imha edilmesinde, deniz çıkarma araçlarının kıyıya güvenle ulaşmasında, plajların ve sığ suların temizliğinde(balistik) görev yapan son derece önemli birimlerdir. Su altındaki değişebilen koşullara hemen ayak uydurabilen, fiziksel olarak yeterli bir vücuda sahip ve hızlı düşünüp hızlı karar veren soğuk kanlı insanlardan seçilmektedir. Bu şekilde mayın temizleme, su altı savunma gibi görevleri üstlenen başka bir birliğin olmaması da SAS komandolarının özel olmasını ve gör

Dinimizde Oral ilişki oral seks caiz midir, haram mıdır

Bir şeyin haram olması için edille-i erbaada bir delilinin bulunması lazımdır. Ancak, meşhur olan şeyler için hüküm böyle değildir. Mesela Kur'an-ı kerimde tuvaletteki necaset yenmez, idrar içilmez diye yazmıyor, (Tayyib olanı, temiz olanı, helal olanı yiyip için) buyuruluyor. (Bekara 168) Ana babanızı dövmeyin denmiyor, (Öf demeyin) deniyor. (İsra 23) Öf demek yasaklanınca, dövmek elbette günah olur. (Kur’anda ana babayı dövmeyin diye bir âyet yok, öf demeden dövmenin mahzuru olmaz) demek elbette yanlıştır. Peygamber efendimiz buyuruyor ki: (Cima esnasında ferce [avret yerine] bakmayın, körlüğe sebep olur.) [Deylemi, İ. Adiy] Bakmak men edilince, ağza almak, yalamak elbette caiz olmaz. Kadınla her türlü ilişki caiz değildir. Bildirilen âyetin meali şöyledir: (Kadınlarınız [çocuk yetiştiren] tarlanızdır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın.) [Bekara 223] Buradan livatanın da caiz olduğunu çıkaran sapıklar vardır. Halbuki önceki âyetin meali şöyledir: (Kadınlar hayzdan